Trabzon İmparatorluğu

Tanım

Michael Goodyear
tarafından yazıldı, Doğan Özdil tarafından çevrildi
21 Mayıs 2019 tarihinde yayınlandı
Diğer dillerde mevcut: İngilizce, Yunanca, İspanyolca
X
Print Article
The Armies of Trebizond (by Unknown Artist, Public Domain)
Trabzon Orduları
Unknown Artist (Public Domain)

Trabzon İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu'nun neslinden doğmuş bir imparatorluk olarak 1204 senesinden 1461 senesine değin hüküm sürmüş, Komnenos Hanedanlığı'na ait Bizans imparatorlarının soyundan gelen Megas Komnenos Hanedanı tarafından yönetilmiştir. Trabzon, bırakın Roma İmparatorluğu'nu, Bizans İmparatorluğu'ndan da çok daha az araştırılmıştır fakat öyledir ki; Trabzon İmparatorluğu, bu imparatorlukların hayatta kalan son gerçek varisidir. Kârlı ticareti ve güzel prensesleriyle meşhur Trabzon, ortaçağ dünyasının bir ucunda, Karadeniz'in güney kıyılarında konumlanmış, güçlü imparatorluklar tarafından çevrelenmişti.

İmparatorluğun Kökenleri

1185'te Konstantinopolis'te I. Andronikos Komnenos'un öldürülmesini takip eden olaylarda Komnenos ailesinin geride kalan üyeleri de çılgınca bir katliamın ortasında tabir-i caizse avlanmaya başlandı. Hayatta kalabilenler ise sadece yasadışı yollarla şehirden kaçırılıp, akrabaları Gürcistan Kraliçesi Tamar'ın yanında gönderilen I. Andronikos'un torunları olan Aleksios ve David idi.

1204'te yirmili yaşlarında olan kardeşler, Konstantinopolis'teki kaostan faydalanarak harekete geçmeye karar verdiler. Bizans İmparatoru III. Aleksios Angelos'un 1203'te Konstantinopolis'ten kaçmasıyla beraber Dördüncü Haçlı Seferi'nin orduları onun yerine IV. Aleksios Angelos'u tahta geçirdiler ve şehir kapılarının dışında kamp kurarak yeni imparatordan gelecek, sözü verilmiş yığınlarca hediye altını beklemeye koyuldular. 1204 senesinin sonunda Konstantinopolis tarihinde ilk kez yağmalanacak ve Bizans İmparatorluğu paramparça olacak ve yaklaşık 60 sene boyunca "Şehirlerin Kraliçesi"nden sürgün edilecekti.

Ayrıca Trabzon, Karadenİz'İn güney kıyısındakİ en önemlİ Bİzans lİmanıydı ve devasa bİr tİcaret merkezİydİ.

Aleksios ve David, akrabaları Tamar'dan gelen Gürcü birliklerle Bizans İmparatorluğu'nun doğusuna doğru ilerleyip Karadeniz kıyısındaki liman şehri Trabzon'u ve çevresindeki Haldia bölgesini ele geçirdi. Trabzon; yarı-özerk bir Bizans şehri olarak Gavras ailesi kontrolü altında bulunan, tarihi 11. yüzyılın sonuna değin uzanan uzun bir geçmişe sahipti. Ayrıca Trabzon, Karadeniz'in güney kıyısındaki en önemli Bizans limanıydı ve devasa bir ticaret merkeziydi. Aleksios, yeni başkenti Trabzon'da kendini İmparator I. Aleksios Megas Komnenos (h. 1204-1222) olarak ilan etti.

İmparatorluk İddiaları

Aleksios sadece Trabzon hakimi olmakla kalmadı ve kendini Romalıların başka bir deyişle Bizanslıların İmparatoru ve Otokratı olarak ilan etti. Kardeşi David ise ordusuyla beraber batıya doğru ilerleyerek Karadeniz kıyısındaki bölgeleri fethederek Konstantinopolis'e doğru gittikçe yaklaşmaya başladı. Ele geçirilen en büyük ödül ise antik Pontus Krallığı'nın eski başkenti olan ünlü liman kenti Sinop oldu. Ancak 1214'te Trabzon ordusu, Dördüncü Haçlı Seferi ordularının Konstantinopolis'i yağmalamasının ardından ortaya çıkan üç Yunan halef devletinden biri olan İznik İmparatorluğu tarafından ciddi bir yenilgiye uğradı. Ertesi sene, Selçuklular Sinop'u Trabzonlulardan ele geçirerek I. Aleksios ve onun soyundan gelenlere yönelik imparatorluğun batısındaki en uzak sınırı etkili bir biçimde belirlediler.

Map of Empire of Trebizond
Trabzon İmparatorluğu Haritası
Ichthyovenator (CC BY-SA)

Aleksios ve halefleri Konstantinopolis tahtı üzerinde hak iddialarını sürdürdüler fakat coğrafi açıdan irtibatları kesilmişti ve eğer şu an Latinler tarafından işgal altında bulunan Konstantinopolis'i tekrar ele geçirecek birisi varsa da o konum olarak daha yakın olan ya İznik İmparatorluğu ya da üçüncü Bizans Yunan halef devleti olan Epir Despotluğu idi. İznik İmparatorluğu 1261'de şehri tekrar fethederek Bizans İmparatorluğu'nu tekrar hayata geçirmeyi başardı ve 1281'de de Trabzon İmparatoru II. İoannis Megas Komnenos (h. 1280-1297) resmi olarak Bizans tahtı üzerindeki imparatorluk iddiasından feragat etti.

Trabzon İse Ayasofya'sıyla kendİsİnİ mİnyatür bİr Konstantİnopolİs halİne getİrmiştİ.

II. İoannis'in imparatorluk hakkından feragat etmesine rağmen varisleri imparatorluğun sonuna değin kendilerini Bizans İmparatoru olarak adlandırmaya devam ettiler. Fakat Roma veya Bizans İmparatorlukları'ndan farklı olarak Trabzon İmparatorluğu'nda bölgesel olarak ne büyük bir genişleme ne de bir küçülme dönemi yaşandı. Devletin sınırları 1214 yılında etkileyici bir biçimde çizilmişti. Trabzon İmparatorluğu, Anadolu Karadeniz kıyısının doğu yarısından, Haldia ve Pontus'tan ve Kırım'daki eski Bizans toprakları üzerindeki gevşek bir kontrolden oluşuyordu ancak bu ilişki hiçbir zaman kuvvetli olmamıştı. Trabzon ise Ayasofya'sıyla kendisini minyatür bir Konstantinopolis haline getirmişti.

Durulma Dönemi ve Moğol Yardımı

Sadece isimde bir "imparatorluk" olan Trabzon İmparatorluğu'nun dünya sahnesinde hayatta kalabilmek için kendisini ispatlaması gerekiyordu. İmparatorluk, Selçuklu ve İtalyan denizci cumhuriyetleri Ceneviz ve Venedik gibi güçlü devletlerle çevriliydi. Trabzon, başlangıçta Orta Çağ'daki en büyük Gürcü hükümdarı olan Gürcistan Kraliçesi Tamar'ın yardımından çokça faydalanmıştı fakat daha sonra, 1220'li yıllarda Moğollar Tamar'ın varislerini yok ettiler. 1240'lı yılların başında ise Moğollar bölgeye geri dönerek bu sefer de Selçuklular'ı yenerek haritadan sildiler. Aynı zamanda I. Manuil Megas Komnenos (h. 1238-1263) 1254'te Sinop'u 13. yüzyıl sonunda tekrar kaybedilecek olmasına rağmen tekrar ele geçirdi.

Hagia Sophia, Trebizond
Ayasofya, Trabzon
Michael Goodyear (CC BY-NC-SA)

Trabzon İmparatorluğu şans ve diplomasi yardımıyla Moğolların bölgeye girişinden aşırı derecede faydalanabildi. Moğollar Gürcistan'ı büyük ölçüde zayıflatmalarına, Selçuklular'ı yok etmelerine ve 1258'de Bağdat'ı yağmalamalarına rağmen İpek Yolu'nun uç noktasını Trabzon'a yönlendirdiler. Bununla birlikte Trabzon'un Doğu ve Batı arasında büyük bir ticaret merkezine dönüşmesi şehre zenginlik ve prestij getirdi öyle ki Çin'den dönüşünde Marco Polo bile buraya uğramıştı.

Moğol İmparatorluğu Trabzon'un değerli bir hamisiydi. İpek Yolu'ndan şehre adeta zenginlik akıyordu.

Moğol İmparatorluğu Trabzon'un değerli bir hamisiydi. İpek Yolu'ndan şehre adeta zenginlik akıyordu ve saldırmayı düşünen bir düşman iki kez düşünmeliydi çünkü Moğol ordusu o zamanki dünyanın gördüğü askeri düzeyde en kuvvetli yıkıcı güçtü.

İpek Yolu'nu yeniden rekabet düzeyine getirmek Trabzon'u ziyadesiyle zengin bir hale getirdi ve İtalyan denizci cumhuriyetlerle de müreffeh bir ticaret ilişkisi oluşturdu. Bununla beraber, tıpkı Konstantinopolis'teki Bizans imparatorları gibi Trabzon'un da Venedikliler ve Cenevizlilerle ilişkisi zaman zaman oldukça çekişmeliydi ve bu iki denizci cumhuriyet şehirde cebren ticaret kolonileri kurmayı başardılar.

İç Çekişmeler

14. yüzyıl Trabzonlular için iyi başladı. II. Aleksios Megas Komnenos (h. 1297-1330), Trabzon İmparatorluğu'nun güneydeki en uzak genişlemesini 1310'lu yıllarda Erzurum kentine kadar gerçekleştirdi. Aleksios'un uzun hükümdarlık süresi istikrarın ticaretten elde edilen zenginlikten faydalanmasına ve Trabzon'un nüfuzunu genişletmesine yarar sağladı.

Aleksios'un ölümünü takiben imparatorluk, on yılı aşkın sürecek bir iç savaşa sürüklendi. Bu iç savaş; çocuk imparatorlar, entrikacı imparatoriçeler, kardeş katli ve 1330 ve 1349 yılları arasında tahta geçen yedi tane imparator gibi bütün her şeye sahipti. Gerçek iç savaş, muhtemel olarak önceki imparatorun dulu ve Bizans İmparatoru III. Andronikos Paleologos'un gayrimeşru kızı İrini Paleologina'nın (h. 1340-1341) kocasını öldürüp gücü ele geçirmesiyle başladı. Soylu Amytzantarioi ailesi, Bizans paralı askerleri ve Cenevizliler İrini'yi destekleyen tarafta yer aldı. İrini'nin karşısında yer alanlar ise Trabzon İmparatorluğu'nun yerel soylularının çoğunu temsil eden aristokrat Scholaroi ailesiydi.

Aqueduct & Fortifications of Trebizond
Trabzon Su Kemeri ve Surları
NeoRetro (CC BY-SA)

İrini ilk başta galip taraftaydı fakat daha sonra II. Aleksios'un kızı Anna Anakutlu (h. 1341-1342) manastır rahibeliğini bırakarak yerel Laz nüfusunun desteğini kazandı ve İrini'den tahtı ele geçirdi. Bu olay kartların yeniden karılmasına neden oldu: Amytzantarioi ailesi Anna'yı desteklerken Scholarioi ailesi ise Bizans müttefikliğini seçerek III. İoannis Megas Komnenos'u (h. 1342-1344) Anna'nın yerine geçmesi için getirtti. I. Mihail Megas Komnenos (h. 1344-1349) ise daha sonra İoannis'in yerine geçti ve bu noktada Rum soyluları Scholaroi ve yerel Laz soyluları Amytzantarioi aileleri birleşti. Şüphesiz, bu iç savaş iki tarafta da bolca kanın dökülmesine neden oldu.

Trabzon'un düşmanları ise doğal olarak bu iç karışıklıktan faydalandılar. Cenevizliler Giresun'u ele geçirirken Türkler ise bazı sınır bölgelerini fethettiler ve hatta Trabzon'u dahi kuşattılar. Bir de üstüne üstlük şehirdeki Kara Veba salgını Trabzon nüfusunu kırıp geçirdi. 1349 senesinin sonunda Mihail tahttan indirildi ve bu sayede III. Aleksios Megas Komnenos'un (h. 1349-1390) uzun saltanat süresi başlamış oldu.

Trabzon'un Altın Çağı

Trabzon, önceki senelerdeki tahribata rağmen III. Aleksios'un egemenliğinde tekrar bir sıçrayış gerçekleştirdi. Şöyle ki, başlıca ticaret merkezinde bulunan pozisyonunu ve onunla birlikte gelen zenginliği sürdürmeye devam etti. Trabzon İmparatorluğu ayrıca bu süre zarfında üstün diplomasi konusundaki itibarını kazandı. Trabzonlu diplomatlar Bizanslılarla ve imparatorluk sınırındaki büyük bir Türk göçebe konfederasyonu olan Akkoyunlularla yakın ilişkiler geliştirdi. Aynı vakitte, Cenevizlileri ve Venediklileri de birbirlerini düşürmeyi başardı.

Aynı Trabzon İmparatorluğu, III. Aleksios'un egemenliğinde ayrıca komşularıyla yaptığı imparatorluk evlilikleriyle de bilinir oldu. Trabzonlu prensesler güzellikleriyle meşhurdu ve imparatorluğa büyük çeyizler getirdiler. Onların sayesinde Konstantinopolis'ten İran'a değin düşmanların gazabı durdurulabildi.

Osmanlı İmparatorluğu'nun yükselişi bile imparatorluğu durduracak gibi görünmüyordu. Trabzon İmparatorluğu kurnaz diplomasisi sayesinde 1402'de Osmanlı'yı Ankara Savaşı'nda bozguna uğratan ve Osmanlı Sultanı I. Bayezid'i (h. 1389-1402) altın bir kafeste esir alan Türk-Moğol hükümdar Timur'la dahi ittifak yapmıştı.

Sayılı Günler

Osmanlı İmparatorluğu ise yenilmiş fakat tarih sahnesinden silinmemişti. Timur Anadolu'dan ayrılınca Osmanlılar tekrar birleşip Ankara Savaşı'ndan önceki güçlerine yeniden eriştiler. Trabzonlular da prenseslerini güçlü Akkoyunlu ve Karakoyunlu Türkmen konfederasyonlarıyla ve Bizans İmparatorluğu'ndaki uygun adaylarla evlendirmeye devam ettiler. Üstelik Candaroğulları ve Karamanoğulları Beylikleri'nin yanı sıra Gürcistan'ı da Osmanlılara karşı büyük bir koalisyona dahil ettiler.

Fresco in Hagia Sophia, Trebizond
Ayasofya'da bir Fresk, Trabzon
Michael Goodyear (CC BY-NC-SA)

Osmanlı ilerlemesine yönelik yapılan bu girişimlere rağmen yakında anlaşılacaktı ki fetih kaçınılmazdı. Osmanlılar ilk olarak 1442'de ve daha sonra da 1456'da Trabzon'u kuşatarak haraç ödemeye zorladılar. O sırada da Osmanlılar aynı zamanda evvelki görkemli Bizans İmparatorluğu'nun kalıntılarını içine dahil etmeye devam ediyordu. Konstantinopolis 1453'te fethedilirken bağımsız Mora Despotluğu'na ait Yunanistan anakarasındaki Mora Yarımadası da 1460'da Osmanlılar tarafından ele geçirildi.

Osmanlı Sultanı II. Mehmed (h. 1451-1481) için bardağı taşıran son damla ise son Trabzon İmparatoru David Megas Komnenos'un (h. 1460-1461) Avrupalı güçlerle Osmanlı İmparatorluğu üzerine düzenlenecek bir Haçlı seferi için entrika çevirmesi oldu. Sadece bir ay içinde Osmanlılar Trabzon'u fethetti ve Bizans İmparatorluğu'nun son gerçek varislerine son verdi. Trabzon İmparatorluğu'nun Kırım'daki soyu ise Osmanlılar 1475'te orayı da fethedene dek devam edecekti.

Trabzon'un Mirası

Trabzon, Bizans halef devletlerinin içinde ne en büyüğü ne de en güçlüsüydü fakat en uzun süre ömürlü olanıydı. Epir'den, Mora'dan ve hatta yeniden kurulmuş Bizans'tan dahi sağ kurtulmayı başarmıştı. Selçuklular, Moğollar ve düzinelerce Türk devleti; Trabzon İmparatorluğu'nın yanı başında seneler boyunca yükseldi ve düştü.

Trabzon İmparatorluğu, yüzyıllar boyunca kültürel ve iktisadi bir merkezdi ve mirası bugün hala modern Türk şehri Trabzon'da hayatta. Ayasofya hala ayakta. II. Mehmed'in şehri fethinden sonra camiye çevrildi ancak bugün mozaiklerin bazıları restore edilmiş durumda. Öteki Megas Komnenos çağı kiliseleri de hala ayakta. Şehir surları ise yüzyıllar önce Trabzon imparatorları zamanında inşa edildiği gibi hala hayranlık uyandırıcı.

Trabzon İmparatorluğu'nun varoluşu, nüfus bakımından Pontus bölgesindeki Rum kimliğinin 20. yüzyıla kadar korunmasına yardımcı oldu. Yerel Laz nüfusu da yüzyıllar boyunca hayatta kaldı ve hala Türkiye'nin kuzeydoğusunda yaşamlarını devam ettiriyorlar.

Çevirmen Hakkında

Doğan Özdil
I am an undergraduate studying history at Boğaziçi University, who is interested in history and who translates in order to improve himself and contribute to what is produced in this field.

Yazar Hakkında

Michael Goodyear
Michael, ilk olarak Bizans tarihi okuduğu Chicago Üniversitesi'nden Tarih ile Yakın Doğu Dilleri ve Medeniyetleri departmanlarından mezun oldu. Ayrıca Michigan Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden hukuk doktorasına (J.D.) sahiptir.

Bu Çalışmayı Alıntıla

APA Style

Goodyear, M. (2019, Mayıs 21). Trabzon İmparatorluğu [Empire of Trebizond]. (D. Özdil, Çevirmen). World History Encyclopedia. alınmıştır https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-18268/trabzon-imparatorlugu/

Chicago Formatı

Goodyear, Michael. "Trabzon İmparatorluğu." tarafından çevrildi Doğan Özdil. World History Encyclopedia. Son güncelleme Mayıs 21, 2019. https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-18268/trabzon-imparatorlugu/.

MLA Formatı

Goodyear, Michael. "Trabzon İmparatorluğu." tarafından çevrildi Doğan Özdil. World History Encyclopedia. World History Encyclopedia, 21 May 2019. İnternet. 08 Eki 2024.